Yargıtay 11. H. D. 2005/758 E. 2006/646 K.

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/758 – K. 2006/646 – T. 30.1.2006

• İHYA DAVASI ( Husumetin Terkini Yapan Ticaret Sicil Memurluğu İle Şirketin Son Tasfiye Kuruluna Yöneltilmesi Gereği )

• RÜCU DAVASI SIRASINDA ŞİRKETİN FESHEDİLMESİ ( İhya Davası – Husumetin Terkini Yapan Ticaret Sicil Memurluğu İle Şirketin Son Tasfiye Kuruluna Yöneltilmesi Gereği )

• TASFİYE KURULU ( A.Ş. Tüzel Kişiliğinin Yeniden İhyası Talebi – Husumetin Terkini Yapan Ticaret Sicil Memurluğu İle Şirketin Son Tasfiye Kuruluna Yöneltilmesi Gereği )

• SERMAYE İLE SORUMLULUK ( A.Ş Sermaye Ortaklığı Olup Ortakların Sorumluluğu Koymayı Taahhüt Ettikleri Sermaye İle Sınırlı Olduğu )

1086/m. – 6762/m.

ÖZET : Dava, ticaret sicilinden terkin edilen anonim şirket tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde, anonim şirketin, en son ortaklarına husumet yöneltilmiştir. Oysa, bu tür davalarda husumet, terkini yapan ticaret sicil memurluğu ile şirketin son tasfiye kuruluna yöneltilmelidir. Zira, TTK.nun 269 ncu maddesi hükmüne göre, anonim şirket, sermaye ortaklığı olup, ortakların sorumluluğu, koymadığı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ordu Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16.07.2004 tarih ve 2004/46-2004/256 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Ordu Özel İdare Müdürlüğü vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin sigortalısının iş kazası nedeniyle davalıların ortakları oldukları … A.Ş. ve … aleyhine Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtıkları rücu davası sırasında, bu şirketin feshedildiğinin anlaşılması üzerine ihya davası açmak üzere müvekkiline süre verildiğini ileri sürerek, … A.Ş.nin yeniden ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Ordu İl Özel İdare Müdürlüğü vekili, tasfiye memurlarına sorumluluk düştüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.

Mahkemece, dosya kapsamına ve toplanan kanıtlara göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalılardan Ordu İl Özel İdare Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, ticaret sicilinden terkin edilen anonim şirket tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına karar verilmesi istemine ilişkindir.

Dava dilekçesinde, anonim şirketin, en son ortaklarına husumet yöneltilmiştir. Oysa, bu tür davalarda husumet, terkini yapan ticaret sicil memurluğu ile şirketin son tasfiye kuruluna yöneltilmelidir. Zira,TTK.nun 269 ncu maddesi hükmüne göre, anonim şirket, sermaye ortaklığı olup, ortakların sorumluluğu, koymadığı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır. Sermaye borçlarını ödeyen ortakların gerek şirkete ve gerekse şirketin alacaklılarına karşı şirket terkin edilmiş olsa bile herhangi bir sorumlulukları bulunmadığından, kişisel yönden takip ve dava olunamazlar. Bu itibarla, ihyası istenen şirketin ortaklarının davalı olarak gösterilmesi doğru görülmemiştir. TTK. nun 441. maddesi hükmü uyarınca anasözleşme ve genel kurulca ayrıca tasfiye memuru atanmadıkça tasfiye işleri yönetim kurulunca yapılacağından, şirketin ayrıca atanmış tasfiye kurulu varsa tasfiye kuruluna, yoksa önceki yönetim kurulu üyelerine husumet düşer. Dosyada mevcut sicil yazısında,davalıların şirketin terkin öncesi en son ortakları olduğu bildirilmiş olup,bu davalıların son tasfiye kurulu ya da yönetim kurulu üyeleri olmaları olasılığı bulunduğundan,husumetin bu kesiti yönünden temsilcide hata yapıldığının kabulü gerekir. Temsilcide hata halinde ise, dava husumetten hemen red edilmemek, doğru hasma yöneltilmek üzere davacı tarafa süre verilmek ve sonucuna göre hareket edilmek gerekir. Bu itibarla,varsa son tasfiye kurulu üyelerine, yok ise son yönetim kurulu üyelerine dava dilekçesinin tebliği suretiyle,bu eksiklik giderilmelidir.

Öte yandan, husumetin diğer basamağı yönünden, davacıya ticaret sicil memurluğuna karşı dava açması için uygun bir süre verilmesi ve davanın açılması halinde açılan davanın eldeki bu dava ile HUMK.nun 45. maddesi hükmü uyarınca birleştirilerek yargılamanın yürütülmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, pasif taraf sıfatına ilişkin bu eksiklikler giderilmeden, işin esasına girilmesi doğru olmamıştır.

2-Bozma neden ve şekline göre, mümeyyiz davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle,davalılardan mümeyyiz vekilinin husumete ilişkin temyiz itirazının kabulü ile kararın,bu davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,davalı taraf Hazine olduğundan harç alınmasına mahal olmadığına, 30.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.