T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/13146 – K. 2010/4359 – T. 14.4.2010
• İFLASIN ERTELENMESİ ( Temel Koşulu Şirketin Borca Batık Olması Olduğu – Borca Batıklığın Tesbitinde Şirket Malvarlığının Borçları Karşılamaya Yetmemesi İlkesinin Gözetileceği )
• BORCA BATIKLIĞIN TESBİTİ ( İflasın Ertelenmesi – Şirket Malvarlığının Borçları Karşılamaya Yetmemesi İlkesinin Gözetilmesi Gerektiği – Gerektiğinde Mal Varlığının Rayiç Değeri Uzman Bilirkişilerin Katılımıyla Yapılacak Keşfe Göre Belirlenmesi Gerektiği )
• ŞİRKET MALVARLIĞININ GERÇEK ( RAYİÇ ) DEĞERLERİ ( Tesbiti İle Borca Batıklığın Belirlenmesi Zaten Şirket Aktifinde Görülen Hisselerin Devrinden Elde Edilen Gelirin Nakit Girişi Sayılamayacağının Kabulü Gereği )
1086/m. – 2004/m. – 6762/m.
ÖZET : İstem, iflasın ertelenmesine ilişkindir. Türk Ticaret Kanunu’nun 324. maddesine göre iflasın ertelenmesinin temel koşulu şirketin borca batık olmasıdır. Borca batıklığın tesbitinde şirket malvarlığının borçları karşılamaya yetmemesi ilkesi gözetilir. Bunun için gerektiğinde mal varlığının rayiç değeri uzman bilirkişilerin katılımıyla yapılacak keşfe göre belirlenmelidir. Somut olayda borca batıklığın tesbitinde bu yasal düzenleme göz ardı edilmiş ve kaydı değerler üzerinden reel değer azalış farkının tesbiti, bunun pasife eklenmesi, amortismanların düşülmesi gibi muhasebe teknikleri ile olası değerler bulunmaya çalışılmış ve Yargıtay denetimine olanak tanımayan, yetersiz bilirkişi raporuna göre dayalı olarak hüküm kurulmuştur. Yasaya açıkça aykırı biçimde yapılan borca batıklık tesbiti hükme esas alınamaz.
DAVA : Davacılar vekili tarafından hasımsız olarak açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün müdahil Tezmak Mak.Kalıp San.Ltd.Şti. ve İNG Bank A.Ş. Vekilleri ile süresi içinde müdahillerden Yapı Kredi Bankası,. Fortisbank A.Ş, T.Finans Katılım Bankası A.Ş, Albaraka Türk katılım Bankası A.Ş, T.İhracat Kredi Bankası A.Ş.ve T.İş Bankası A.Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İstem iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Mahkemece SRF Selgeçen Radyatör Fabrikası San. Tic. AŞ için aktif pasif dengesinin pasif lehine 1.586.736,76 TL, DEFAS Demir İşleri Tic. ve San. AŞ için ise 2.223,001,62 TL mertebesinde olduğu ve borca batık durumda bulundukları,
Her iki şirketin kapasitesi, işletme bünyesine yer alan tesis makine ve cihazların genel durumları, şirketlerin üretim kabiliyeti, personel durum, 3.kişi ve şirketlerden almış olduğu sipariş adet ve çeşitliliği ile geçmiş dönemde şirketin çalıştığı firmaların verdikleri siparişlerde nazara alınarak 2005 yılından erteleme tarihine kadar edindikleri karlar ve kar marjlarına bakıldığında gelecek dönemler için %4 – 9 civarında kar marjı ile çalışmalarının muhtemel olduğu; gelir tablolarının da bu çerçevede 2011 yılında 47.000,-TL seviyesine ulaşabileceği;
Kayyum raporlarına göre hisse satımından gelen nakit paranın aktife aktarıldığı, borç ödemelerinin gerçekleştirildiği; alacaklı şirketler ve bankalarla protokoller yapıldığı ya da görüşmelerin sürdürüldüğü; bu haliyle iyileştirme projesinin her iki davacı şirket bakımından erteleme sürecinde realize edilmesinin muhtemel görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüne, her iki şirketin iflaslarının 16.07.2009 günü itibariyle 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş; hüküm müdahiller Yapı Kredi Bankası AŞ., Fortisbank AŞ., T. Finans Katılım Bankası AŞ., Albaraka Türk Katılım Bankası AŞ., İNG Bank AŞ., Tezmak Makine Kalıp San. Ltd. Şti T. İhracat Kredi Bankası AŞ.ve T.İş Bankası A.Ş. vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece iflasın ertelenmesi talebi hakkında verilen hüküm temyiz eden Tezmak Makine Kalıp San. Ltd. Şti. vekili Av. S. Emre Limoncuoğlu’ya 03.08.2009, İNG Bank AŞ. vekili. Av. M. Kazım Çömek’e ise 04.08.2009, tarihinde tebliğ edildiği halde, temyiz dilekçesi İcra ve İflas Kanunu’nun 164 ncü maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra sırasıyla 14.08.2009 ve 16.09.2009 tarihlerinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1 6.J990 gün ve 3/4 E. K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz istemlerinin reddi gerekmiştir.
2- Birden fazla şirketin birlikte yapacakları bir taleple iflasın ertelenmesine karar verilmesini istemelerinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
3- Diğer temyiz itirazlarına gelince: Türk Ticaret Kanunu’nun 324. maddesine göre iflasın ertelenmesinin temel koşulu şirketin borca batık olmasıdır. Borca batıklığın tesbitinde şirket malvarlığının borçları karşılamaya yetmemesi ilkesi gözetilir. Bunun için gerektiğinde mal varlığının rayiç değeri uzman bilirkişilerin katılımıyla yapılacak keşfe göre belirlenmelidir. Somut olayda borca batıklığın tesbitinde bu yasal düzenleme göz ardı edilmiş ve kaydı değerler üzerinden reel değer azalış farkının tesbiti, bunun pasife eklenmesi, amortismanların düşülmesi gibi muhasebe teknikleri ile olası değerler bulunmaya çalışılmış ve Yargıtay denetimine olanak tanımayan, yetersiz bilirkişi raporuna göre dayalı olarak hüküm kurulmuştur. Yasaya açıkça aykırı biçimde yapılan borca batıklık tesbiti hükme esas alınamaz. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde şirket malvarlığının gerçek ( rayiç ) değerlerinin tesbiti ile borca batıklığın belirlenmesi; zaten şirket aktifinde görülen hisselerin devrinden elde edilen gelirin nakit girişi sayılamayacağının kabulü ile sermaye girişi içermeyen iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususları üzerinde durulup varılacak uygun sonuç dairesinde bir hüküm tesis edilmek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda I sayılı bentte açıklanan nedenle Tezmak Makine Kalıp San. Ltd. Şti. ile İNG Bank AŞ. vekillerinin temyiz istemlerinin süreden REDDİNE, 2 sayılı bentte açıklanan nedenle müdahiller vekillerinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 3 sayılı bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2 sayılı bent bakımından oyçokluğuyla, 1 ve 3 sayılı bentler bakımından oybirliğiyle, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.04.2010 gününde karar verildi.
-KARŞI OY :
İflasın ertelenmesini isteyen şirketler ayrı tüzel kişiliği bulunan alacaklıları, borçluları farklı olan şirketlerdir. Bu şirketlerin aynı gruba dahil olmaları veya bir alacaklıya asaleten yada kefaleten borçlu olmaları iflasın ertelenmesitalebinde birlikle bulunabileceklerine gerekçe yapılamaz.
Şirketler arasında talep konusu bakımından bir teselsül bulunmadığı gibi iflasın ertelenmesi talebinin her biri için aynı sebepten doğduğu da kabul edilemez. Çünkü, her bir şirketin bilançolarındaki aktif ve pasif kalemleri buna bağlı olarak alacaklıları, borçluları farklıdır.
Talepte bulunan şirketlerin durumlarının kötülüğü ayrı ayrı vakıalara dayanmaktadır.
Nitekim, Yüksek Yargıtay aynı işyerinde çalışan işçilerin, o işyerinin sahibi ( aynı işveren ) ile yapmış oldukları aynı içerikteki hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar için birlikte dava açamayacaklanna karar vermiştir. ( HGK. 18.04.1956 T/36-29, HGK. 11.12.1951 4/177-135, HGK. 03.10.1957 83/79 ve TD. 11.03.1955 1366/1857 )
Öte yandan, doktrinde de görüşler de Hukuk Muhakemeleri Usul Kanununun 43. maddesindeki şartlar bulunsa bile birden fazla borçluya karşı birlikte iflas davası ( İİK. 156 vd. ) açılamayacağı yönündedir ( Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt 3. sh.3351 ). Bu da birden fazla borçlunun hasımsız olarak açılan istemde iflasın ertelenmesi talebinde bulunamayacaklarının göstergesidir.
İcra iflas Kanunu’nun 179. maddesinde de, kanun koyucu iflasın ertelenmesi talebi bakımından -ŞİRKETLER VEYA KOOPERATİFLER” dememiş, aksine “ŞİRKET VEYA KOOPERATİF” demek suretiyle iflas ve iflasın ertelenmesitaleplerinin ayrı ayrı açılabileceğini, davacının çoğul değil tekil olduğunu göstermiştir. Bunun aksinin kabulü Yasa’nın lafzî yorumuna da aykırıdır.
İflasın ertelenmesi taleplerinin grup şirketleri tarafından birlikte açılması, bunların ayrı ayrı yatırmaları gereken harçtan kaçınmalarına da imkan verecektir. Harçlara dair düzenlemeler kamu düzeninden sayıldığından başlı başına bu husus bile birden çok tüzel kişinin birlikte iflasın ertelenmesi lalebinde bulunmalarına engel teşkil etmektedir.
Borca batıklığın lespit edildiği, ancak iyileştirme projesinin yeterli görülmemesi durumunda erteleme talebinin reddiyle bunun sonucu olarak talepte bulunanın iflasına karar verileceği gözetildiğinde birden çok borçlunun aynı davada iflası istenemeyeceği gibi birden çok borçluda iflasla sonuçlanabilecek olan iflasın ertelenmesi talebinde bulunamazlar.
Öncelikle açıklanan bu nedenlerle yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun birden fazla borçlu tarafından iflasın ertelenmesi talebinde bulunabileceği şeklindeki ( 2 ) nci bentteki kabulleri ile bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine ilişkin görüşlerine katılamıyoruz.